30 Eylül 2013 Pazartesi

Ödev!

Aslında uyarılmıştım.

"Hayatın çok zor olacak!", "İlk yıl çok zorlu geçer!", "Allah kolaylık versin!" gibilerinden...

Ama bu kadarını da beklemiyordum...

İlk iki hafta bitti, tam her şey süper, çok güzel derken, bizimki sabahları okula girerken başladı ağlamaya: "Ben korkuyorummm, okuldan da korkuyorum, öğretmenden de korkuyorummmm!" 
Ama asıl mesele hep son cümlede gizliymiş meğer: "Derslerden korkuyorummmm!"

Ders yaptırmak tam bir işkence!

- Oğlum hadi yap şu ödevini!

Bizimki iki çiziktiriyor dönüyor bir ton anısını anlatıyor.

- Evet oğlum, çok güzel ama şu dersini bitir sonra anlatırsın olmaz mı?
- Olur anne!

İki saniye sürmüyor, tekrar dönüp bir sürü şey anlatmaya devam! Kısa bir süre sonra ben cinnet geçirme noktasına geliyorum; bu kısmını hızlı geçeyim :/

Bizimkinin ödevle ilgili güzide sözleri oluştu bu arada ki; bu dönemin en keyifli kısmı bunlar...

- Anasınıfı çok daha güzeldi! Eve geliyordun, ödev mödev yok, ooohhh sırtını yastığa dayıyordun, çizgi film, sohbet, oyun, gel keyfim gel!!!






- Anaokulu meğer ne güzelmiş de haberim olmamış!!!

***

- Anne!
- Efendim.
- Şimdi ben ders yapmayı seven bir çocuk olsaydım, hiç tatil gelsin istemezdim hep ders yapmak isterdim di mi?
- Evet oğlum.
- Tatilde bile ders yapmak isterdim di mi?
- Evet oğlum. Çok isterdim öyle olmanı.
- Ama maalesef değilim işte anne, ne yaparsın!?
- !!!!




- Anne benim kolum çok yoruldu, bunu yarın yapsam olmaz mı?
- Olmaz oğlum, onu bugün bitirmen gerekiyor!
- Offf anne, hiç acımıyorsunuz bana!!!



Lütfen... Lütfen... Sen de bana acı oğlum!
Bir anlasan ödevlerini yaptın mı oynayacak zaten çok vaktinin kalacağını, hayat çoook daha kolay olacak! :) <3 br="">

17 Eylül 2013 Salı

Okul yolunda...

Bizim için yeni olan bu dönemi kayıtlara geçmeden olmaz...

Tibet artık 1. sınıf öğrencisi... :)

Aslına bakarsanız ondan çok ben heyecanlıyım.
Okulunu, öğretmenini sevecek mi, arkadaşlarıyla iyi geçinecek mi, okulda başına bir iş gelir mi, kendi başının çaresine bakabilir mi, dersleriyle arası iyi olur mu, bizi dersleri konusunda çok zorlar mı, sabah uyanma faslı nasıl olacak? vs... vs...

Kendisine "Heyecanlı mısın?" diye soranlara "Gitmek istemiyorum ki heyecanlı olayım!" diye cevap vermişliği var haspamın...

Hatta geçenlerde aramızda şöyle bir konuşma geçti:
- Anne bu okul ne kadar sürecek?
- Yaza kadar oğlum.
- Yok yani ben kaç yaşına kadar okuyacağım?
- Üniversiteye vaktinde girdiğini varsayarsak; 22-26 arası bitirmiş olursun.
- Offf anneee! Bittim ben!!! (Bu arada ayasıyla alnına vuruyor).

Varın gerisini siz düşünün...


Okul öncesi kendisi adına da büyük bir adım attı cesur oğlum.

Tibet sinemaya gitmez çünkü sinemada ışıkların kapatılması ve yüksek sesten ürker, hoşlanmaz. Bu zamana kadar bu konuda çok netti: "Sinemaya gitmem!"
Her nasıl olduysa okula alıştırma haftası teyzesi onu ikna etti sinemaya gitmeye. Biz kapıda vazgeçer diye düşünüyorduk ama o inanılmayacak derecede kararlı görünüyordu. Seçtiği film "Turbo Salyangoz"du.

Bileti alırken, kapının açılmasını beklerken ve hatta içeri girerken bile "Ben vazgeçtim" demesini bekledik itiraf ediyorum. İlk 15 dakika sorunsuz geçti, çok keyif aldı ama her ne işse, domatesin düşme aşaması onu ürküttü, çıkmak istedi... Üstelik çıktıktan sonra "Bir daha sinemaya gitmeyeceğim!" yerine "Başka bir zaman tekrar deneyelim olur mu?" dedi.

Bu Tibet için o kadar büyük bir adım ki...
Teyzesi ve benim mutluluğumuzu görmeliydiniz :)


Kuzusu okula başlayan herkesin yeni eğitim - öğretim yılının kolaylıkla, başarıyla geçmesini diliyorum. Umarım hem öğrenciler, hem öğretmenler, hem de biz ebeveynler için hayırlı bir yıl olur...