Tibet daha küçücük bir bebekken, onu kolumla göğsüm arasında tutup,
öylece, beraberce uyumak isterdim. Ama o kadar küçüktü ki, uyuyakalırsam
onu ezmekten korkar, yapamazdım. Onu kollarımda uyurken seyrederdim...
Şimdi neredeyse omuzuma ulaşmış koca bir çocuk! Akşamları çoğunuzun bildiği üzere o uykuya geçene kadar yanında yatıyorum ve artık Prensim uykuya dalmadan önce başını omuzuma koyup, elini de belime atıp öyle uyuyor.
Nasıl bir mutluluk benim için... ve ne güzel bir huzur...
Hafta sonumuz manevi anlamda yorucuydu bizim için. Cuma ve Cumartesi
günlerini ciddi ciddi birbirimizle çatışma halinde geçirdik. Dönem dönem
oluyor böyle zamanlarımız ama bu sefer sanki daha yorucuydu ya da belki
de ben bu aralar duygusal anlamda daha zayıf bir dönemimdeyim ki; bu
ikincisi sanırım daha uygun...
Buna rağmen Pazar günümüzü o kadar güzel geçirdik ki...
“Meleklerle Yaşamak” grubuna üyeyim. Geçenlerde kitabını okumuş, çok etkilenmiş (hatta diğer bloğumda da bahsetmiştim) ve bir meditasyon çalışmasına da katılmıştım. Katıldığım ortamdan da etkilenince, çocuklar için düzenledikleri “Melekler Partisi”ne Tibet’i götürmemek aklımın ucundan geçmedi tabii.
Tibet’in kaydını yaptırdım ve Tibet’e yeni arkadaşların olduğu, beraber şarkılar söyleyip, resim çizecekleri yeni bir yere gideceğimizi söyledim.
Normalde yeniye hemen tepki gösteren oğlum bu sefer çok normal karşıladı durumu. Malum dün çok yağmurlu bir gündü. Arabayı yer bulamam belki endişesiyle yukarıda bir yerde bırakmış olmama rağmen ve hatta yağmur atıştırıyor olmasına rağmen Tibet hiç itirazsız o yolu yürüdü. 5 (belki de 6) katı hiç şikayet etmeden çıktı ve sanki hep bildiği biryermiş, sanki önceden Beki ve Zişan’ı tanırmış gibi hiç hesapsız içeri daldı.
O kadar mutluydu ki, gidip gelip öptü beni, sardı sarmaladı. Eve dönerken “Ne kadar güzel bir gün geçirdik, di mi anne?" diyerek memnuniyetini dile getirdi. "Bir daha olursa gelelim mi yine?" dedim “Kesinlikle gelelim!” diye cevap verdi...
Ve akşam... başını omzuma koydu, elini belime attı...
“İyi geceler annecim, seni çoookkk seviyorum!” dedi...
O uykuya daldı... ben onu kollarımda uyurken seyrettim...
ve yine... ve yeniden...
Teşekkürler "Melekler"...
yine benim tüyler diken diken...
YanıtlaSilBize de kısmet olur inşallah kızımla gitmek...
Eğlenmiş ve beğenmiş olması ne güzel, çok sevindim güzel vakit geçirdiğine.
YanıtlaSilBizde de oluyor bazen sebebini anlamıyorum bile neden ağladığını.Fiziksel yorgunluk çabuk geçiyorda Sibel ruhsal yorgunluk adamı tuş ediyor resmen.
Okuyunca bile insan bir huzur dalgası hissediyorsa yaşayınca kimbilir nasıldır...
YanıtlaSilBirlikte uyuma anlarınızdaki huzur her şeye değer sanki. Ve meleklerle buluşan o küçük yürek hep böyle sevgiyle kucaklasın seni ve hayatı...
YanıtlaSilAaaa Sibelim sizin mutluluğunuz bana dek gelmiş.. Dün gece uykumda hep sizinle haşır neşirdim. Tibet'imi gördüm ama sen dışardaydın, işteydin demek:)
YanıtlaSilsarılarak uyuma anları;tüm yorgunluğumuzu bizden alan anlar...
YanıtlaSilhemen bakıyorum meleklerle yaşamak grubuna... ve o mutluluk,huzur hep devam etsin....
negüzel düşünmüşsün sibel ,
YanıtlaSilböyle ortamlara götürmek gerek çocukları aslında...
tibet güzel zaman geçirmesine sevindim.
uyurken nekadar da tatlılar değilmi :)
bir daha gidişinde bizi de götürdü, oyy tibet bebekkende dünya yakışıklısıymışsın sen.EE anne güzel tabi.
YanıtlaSilSibelim hala alıp okuyamadım ben kitabı :(
YanıtlaSilaklıma getirdin sağolasın :)
o günde aklım kaldı benim Tibet'in hoşuna gitmesi harika :D
hele o sarılarak uyumaları bitiriyor insanı :)
Amanin o bebiş, benim kıvırcık prensim mi? Saçsızken de yakışıklıymış oğlum. Ay nasıl tatlıymış... Yerim yerim ben onu. Sibel, artık sadece Pazartesileri mi yazacaksın?
YanıtlaSilDenizcim, bir dahakine muhakkak gelin siz de. Yaz da çok sevecektir orayı :)
YanıtlaSilAylacım, o çatışmalar için fazla mı yaşlıyız ne :P
cafenoHut, arada yaptıkları seminerlerden birine katılmanı tavsiye ederim. Mekanın ferahlığı yeter inan...
Bestecim, amin canım. bütün miniklerin Meleklerle bağı sürsün hayatları boyunca inşallah.
Delicim, bir mail at, anlat, merak ettim bak şimdi, hayrolsun :)
Bahriye, evet o anlar her şeye değer gerçekten. amin canım...
Elif, siz de üye olun, siz de takip edin derim ;)
Özgecim, geliriz dersen muhakkak haber veririm ;) ayrıca o senin güzel bakışın, senin güzelliğin canım arkadaşım :)))
Baharcım, oku artıkkkkk! :))))
Umurum, aslında öyle bir niyetim yok ama dolu dolu bir hafta sonunu geçirdiğim için belki, Pazartesi'leri yazar oldum haklısın. Biz bebekken Tibet'in saçları çıkmayacak diye endişe etmeye başlamıştık :P
Hafta sonunun sonu güzel bitmiş.. Ne güzel :))
YanıtlaSilson 4 post pzt olmuş gerçekten :) geceleri biz de aynı şekilde uyuyoruz. günü bitirmek için huzur verici, tek kötü yanı uyuyakalmak ve çoğunlukla başıma geliyor :)
YanıtlaSilSerol, neyseki :)
YanıtlaSilNihancım, ben de uyuyakalıyorum genelde. ama bu sefer seyrettim onu uyurken, aynı bebekliğindeki gibi :)))
Sibel yaşadığım yerden soğutacak beni bu organizasyonlar, etkinlikler, partiler.. Tibet çok şanslı senin gibi annesi olduğu için, sen çok şanslısın böyle duyarlı bir prensin olduğu için.
YanıtlaSilAllahım muhteşem harika , Allah bağışlasın...
YanıtlaSilKahve Dükkanı'ndan sevgiler..
negüzel;anne böylesine duyarlı ve sevecen olunca aslında hepimizin gidip ziyaret etmesi gerekiyor ama yapmıyoruz yada yapamıyoruz,çocukta böyle mutlu olabiliyor demekki.melek gibi oğlun var hergeceniz hep böyle baş omuz üstünde el belde olur inşallah.
YanıtlaSilne güzelmiş bu sarılarak uyuma faslı...
YanıtlaSiltibet için güzel olmuş.bebeklik fotosu çok cici ama evrim geçirmiş çocuk.başkasının çocuğu yazsan yerim yani o derece:)
YanıtlaSilNilhan, gel cicim buraya gellll :)
YanıtlaSilLeyla, amin canım. hepimizinkini :)
Hatice, aminnnn :)))
Kutucum, evet ya, çok güzelll :)
Serpilim, cidden çok değişti, haklısın :)
Şu minnacık halini kucağıma verseler de o uyusa, ben seyretsem sabaha kadar istedim...
YanıtlaSilGerçekten..