Haftaya yağmurlu başladık.
Sabahın 5.30unda yağan yağmurun şiddeti doğrusu korkutucuydu ama yağmurun sesinin insana verdiği dinginlik de yadsınamaz bir gerçek.
İşe gelirken, bir yandan yağan yağmurun kimbilir kaç kişinin canını yaktığını düşünüp, bir yandan da onu seyretmenin, camlara vuran sesinin verdiği huzurun çatışmasını yaşadım.
Bücürüm de 4e yaklaşmasının getirdiği çatışmalarla boğuşuyor sanırım. Bir gün bal dök yalayken, bir gün yanaşmayın yanıma, bakmam gözünüzün yaşına modunda. Bir gün lafazanlığıyla diğer gün huysuzluğuyla yarışamıyoruz. Bir an kahkahalarında sonra gözyaşlarında yüzüyoruz ve neyin hıncını çıkardığını bilemediğimiz tuvalet sorunlarıyla uğraşıyoruz. Elbet bunlarda geçecek, şikayet ettiğimiz ne geçmedi ki bu güne kadar. Ama yaşananlar anında yakıyor canını ya da güldürüyor yüzünü.
Dün yine başgösteren bir sorunumuzun sonrasında, ağlamamak için zorladığım gözlerimi gören bücürümün “Anneciiim, neyin var? Hasta mı oldun? Hiii, canım benim, hasta olmuşsuun seeen!” diyerek sarılması ve öpmesi beni, unutturdu işte herşeyi.
Ah bebeğim; büyüdüğünde de böyle gönül almayı bilirsin umarım ve bilmem ki bu yanlış anlayıp yeniden anlamlandırdığın cümlelerin değişsin ister miyim? :)
Babasının nedense ağzına dolanmış “Amman melekem kavur balıklarıı....” şarkısının yeni versiyonudur :)
-Babane, bak şimdi, böyle söyliiceksin tamam mı? “Akşama pişir alabalıklarııı”
tamam mı? Söyle bakiim? Hah, işte böyleee, aferinnnn!!!
Bu aralar arabalı yataklara taktı kafayı, tutturdu isterim diye.
-Sevgilim, Avcılar’da da vardı bir yer. Bugün bir de ona bakalım, görmüştüm böyle değişik tipte arabalı yataklar vardı.
-Anneeee, gitmeyelim Avcılar’a, lütfeeennn. Orada kuşları vuruyorlarrr!!!
Not: MedCezir kişisel bloğumda devam ediyor. Elimden geldiğince de orada devam edecek :) İlgilenenlerin bilgisine...
Aman benim çevreci meleğim, nasıl da tepkisini koymuş avcılara. Tibet, seni zaten seviyordum, şimdi daha da çok seviyorum annem. Yerim ben seni
YanıtlaSilTibet öldürdün beni"avcılar" kelimesiyle. Çok tatlısın sen.
YanıtlaSilBu arada bu bir günleri birgünlerine uymamaları durumları ne zaman bitecek ki. bizde de had safhada da.
''Akşama pişir alabalıklarınııı..!!
YanıtlaSilKoptum resmen :))))))
Avcılar mı :))))) sevsinler onun kabarık saçlarını tonton yanaklarını seviyorum sizi bennn :)))
YanıtlaSil41 kere maşallah "Avcılar" a bittim :))
YanıtlaSilDemek kapıda bizi bekleyen bir dört yaş sendromu var ama daha 2 yi yeni atlatıyorduk:)
Çok yaratıcısın Tibet çookkkk;)))
YanıtlaSilsibel cok seviyorum tibeti.çok zeki bir oglun var.maşallah.
YanıtlaSilbunlar da işte bir çeşit med-cezir gibi değil mi Sibelim?
YanıtlaSilbu yaşıma geldim beni bu h.sonuna kadar üzüldüğüm birşey için ağlarken ağlama, sen üzülürsen bende üzülürüm, ağlarım diyip kimse bir anda güldüremedi :) benzer bizim çocular. 4,5 yaşına gelirken bu h.sonu bebek oldu :(
YanıtlaSiltibet sevmeyi çok güzel biliyor. çok da güzel seviyor. allahım onu esirgesin.
YanıtlaSilhassas ruhuna diyecek söz bulamıyorum. ( bu arada sevgilim lafına bittim)
Tibet kadar hızlı olamadım ben :))
YanıtlaSilBir an ne gördü Avcılar'da da böyle birşey söylemiş dedim, neyseki jeton çabuk düştü :)))))
Yerim ben onu. Üzme ama annesi al ona bi arabalı yatak :)))
İLAHİ AVCILAR:)))BABASINI OĞLU HA HA:)))
YanıtlaSilyaratıcı bir afacan , " avcılar" a bayıldım :)))
YanıtlaSilsibel'cim bu nasıl sevgi dolu bir çocuk...böyle güzel cümleleri peş peşe sıralayıp,sarıldığı an bittiğim andır :)
YanıtlaSilbu cocukta, değişik bir zeka var. Avcılar , sımdıye kadar benım bıle aklıma gelmedı yani.
YanıtlaSilKişisel sitenize uye oldum. GEnis bir vaktımde postları keyıfle okumayı planlıyorum. kısacık vakıtlerde degıl. Okuyunca yorum bırakacagım.
sevgıler