13 Ekim 2011 Perşembe

Bilmiyorum!

Çocuk olmak lazım bu hayatta! Özellikle de dünyanın kendi çevresinde döndürüldüğünün farkında olan bir çocuk olmalı ama.


Düşünsenize; gece yatacaksınız, anneniz size “Hadi tatlım, uyku saati geldi” diyor. Siz bunu duymazlıktan gelip, önce salonda sonra anneyle babanın yatak odasında ondan sonra da kendi yatağınızda bir fasıl zıplıyorsunuz. Bu arada anneniz (sizi yatırmak onun görevi olduğundan dolayı!) sürekli başınızda “Hadi ama bebeğim, lütfen artık yatalım. Bak uyku saatin geçeli çok oldu.” diye sakin sakin sizi ikna etmeye çalışıyor.

Ortalama 20 dakika sonra (ki bu aslında daha uzun bir zaman dilimidir genelde) ikna olmuş ayakları yapıp, yatağınıza giriyorsunuz. Bir de düşünün ki; yatmadan önce çizgi film izleyerek uyuyanlardansınız. Halbuki anneniz ne kadar isterdi kitap okuyarak ya da masal dinleyerek uyumanızı... Ama bu ufak bir ayrıntı, takılmayıp, devam edelim.

Anneniz diyor ki “Hadi bir film seç!”. Sizin uyumamak için biraz daha vakte ihtiyacınız var. Ne yapmanız lazım? Mesela şöyle bir yol izleyebilirsiniz “Anne, ne izlesem bilmiyorum, sen seç!” Bunu dediniz demesine de, mevzuyu uzatmaya yetmesi için başka bahanelere ihtiyacınız var. Anneniz orada film seçerken, sizde kafanızdaki filmi döndürüyorsunuz.
“Çılgın Hırsız’a ne dersin?” diye sordu anneniz “Hayır” dediniz.
“Mega Zeka?” “Hayır”, “Oyuncak Hikayesi?” “Hayır”, “Elmo?” “Hayır”, “Caillou?” “Hayır”, “Arthur?” “Hayır”, “o?” “Hayır”, “Bu?” “Hayır”, “Şu?” “Hayır”!!!

Bu arada annenizin gözlerinin dönmeye başladığını farkediyorsunuz ama şimdilik oralı olmamaya kararlısınız. Anneniz hala sakinliğini korumaya çalışıyor çünkü, bunun farkındasınız.
“Peki tatlım, ne izlemek istiyorsun, sen söyle”
Cevabınız belli “Bilmiyorummmm anneee, sen seçççç!”...
“Tatlım, sen bilmezsen ben nasıl bilebilirim ki? Benim seçtiklerimi beğenmiyorsun zaten!” “Bilmiyorummm anneeee! Seç sennnn!”

Bu şekilde de en az yarım saat geçiyor. Bu arada annenin saçları iyice kabarmakta, gözleri de kırmızıya dönmekte. Bunu farkediyor ve en nihayet bir filmde karar kılıyorsunuz. Anneniz koyuyor filmi ve bu çekişmenin verdiği yorgunlukla yanınıza kıvrılıyor. Ama daha bitirmediniz tabi ki:
“Anne, süt yap!”

Anneniz kalkıp süt ısıtıyor, getiriyor. “Anneee, çok yapmışsın, şimdi karnım ağrııcak!” diyerek ağlamaya başlıyorsunuz. Anneniz sabırlı kadın neyseki, şanslısınız. Kendini tutmasını çok iyi başarıyor. Gözler kırmızıya döndü aslında çoktan ama o sesinin tonunu hala bozmuyor:
“İçme bebeğim hepsini sende, az iç, gerisini ben içerim!” “Ama getirmişsin işteee, içicemmm!” 
!!!!!!!

Anneniz sesini çıkarmıyor, artık sabır sınırlarının sonuna yaklaştı. İçmeye karar verip içiyorsunuz ama söylenmeyi de ihmal etmemek lazım, madem başladınız! Bardağı mutfağa götürüyor anneniz, gelip yanınıza uzanıyor. Tam iyice yerleşmesini bekliyor ve uyumadan önceki son vuruşunuzu yapıyorsunuz: “Anne benim karnım acıktı, peynir zeytin versene!”

Artık annenizin hem gözleri kırmızı hem de saçları tavana değiyor! İçinizde hafif bir korku var ama bu filmin sonunu getirmelisiniz. Hem, anneniz sabırlı kadın zaten ve üstelik size olan sevgisinin bir sınırı da yok, di mi ama canımmm?!

Küçük bir parça ekmeğin arasına zeytin ve peynir sıkıştırmış anneniz, getirdi yediniz. Bundan sonra yapacak fazla birşey yok artık. En fazla su isteyebilirsiniz ki o zaten yatağın kenarında her daim duruyor.

Anneniz yanınızda iyice gevşemiş ha uyudu, ha uyuyacak. Zaten bu arada filmin de sonuna neredeyse gelmişsiniz. Artık uyuyayım bari diyor ve uyumaya karar veriyorsunuz. Annenize son bir ültimatom veriyorsunuz: “Anne, sarıl bana!”

Ve nihayet... mutlu son...

Ama yok yok, biraz daha devam edelim:

Gece üçte uyanıyorsunuz, anneye sesleniyorsunuz, nasıl becerdiyse kalkmış gitmiş yatağına. Bak sen!!!

Anneniz geliyor : “Anne, benim canım birşey istiyor”
“Ne istiyor canım gecenin üçünde acaba canın!” ve işte asıl bombayı şimdi patlatacaksınız:
“Bilmiyorum anneeee, getir bişey işteeee!”

Eh, artık annenizin dönüşeceği yaratıktan ben sorumlu değilim, söyleyeyim!!!

35 yorum:

  1. korkutuyorsun beni Sibeeeeeeeeeel :)

    YanıtlaSil
  2. Allahım bu hikaye nasıl da tanıdık geldi bana:)))Bu kadar olmaz

    YanıtlaSil
  3. her çocuğun mutlaka bir yatak hikayesi vardır ama, tibet'cim biraz fazla uzatmamışmısın :))

    YanıtlaSil
  4. ayyyy hepimizde var bu uyku sorunu.diş fırçalanmış çişe tutulmuş anne acıktım verirsin deli eder vermezsin ay aç yattı diye vicdan azabı.sabır taşıyız ama bilirlerse.

    YanıtlaSil
  5. ayyy ne kadar da tanıdık bir konu, her akşam aynen bunları yaşayan ben bir de içeridenn küçük bebeğimin ağlama sesi geldiğinde delirecek noktaya geliyorum....

    YanıtlaSil
  6. allah sabır versin sibelciğim.aslında annesine çok bağlı çocuklarda bide çalışan anneleri varsa sanırsam bu halleri normal...

    YanıtlaSil
  7. alemsiniz kızım siz.
    Söyle o yakışıklya gece gece yerse öyle bişileri dişlerini çürütecek.
    arada korkutmak gerek bunları :)

    YanıtlaSil
  8. :)))
    yanmışsın sibel :))
    ama çok keyifle okudum ...

    YanıtlaSil
  9. Her akşam başka aksiyon desene:))Hiç birşey değil de şu gecenin bir yarısı uyanmaları yok mu!?...
    Allah güç kuvvet versin arkadaşım:))))

    YanıtlaSil
  10. Tanıdık sahneler söz konusu :)) Bayıldım yazına çok keyifliydi canım:)

    YanıtlaSil
  11. işte şimdi benim bile saçlarım fatos gibi kabardı....

    YanıtlaSil
  12. Beste, Tibet pek korkmuyor ama şekerim :)

    Ayla, siz de mi? :)

    Bahriye, dün artık çıldırdım, bakalım bu akşam göreceğiz yine uzatacak mı???

    Serpil, vallahi inşallah ileride kıymetimi bilir :P

    Dilek, sen de bir de iki tane mi var? zor iş yahu! kolaylıklar diliyorum sana :)

    Hatice, biliyorum sırf beraber daha uzun kalmak için böyle yaptığını ama ben de insanımmmm, bir noktadan sonra dayanması çok zor oluyor :(

    Özgecim, ben söyledim pek etkilemedi, görüştüğümüzde sen de söyle, belki etkili olur :)

    Elif, yandık ki ne yandık :)))

    Sihirli Günce, sağol canım :)

    İkiz annem, teşekkürler :)

    cafenoHut, kimin saçları kabarmaz ki?

    YanıtlaSil
  13. Beni bekleyen tehlikeyi görebiliyorum :)) Allah kolaylık versin :)

    YanıtlaSil
  14. sizi blogger üst yönetimine şikayet edeceğim.
    aklımdaki yazılarımı çalmışsınız.
    siiznle mahkemede hesaplaşacağız.

    ama aynısını yazmışsın Sibel.:) olmaz ki böyle:))

    YanıtlaSil
  15. Ahahaa :))))
    Ne kadar güldüm...
    Valla bulamadım ne getirileceğini de... Helal Tibetime.

    Sana uykular haram Sibeeeell :))

    (Özlüyor annesi, idare edeceksin bir süre böyle)

    YanıtlaSil
  16. hahahahah getir bişey işte he :)) çok yaşa sen e mi tibet :)

    YanıtlaSil
  17. Off Tibetim offf ne diyeyim sana yatmak istememe halinden sana mı hak vereyim saçları tavana ulaşacak annene mi üzüleyim haa bir de uykusuz bir Demirin ilerleyen yıllarda böyle numaralar yapabileceğini mi düşüneyim bilemedim:))

    YanıtlaSil
  18. sibelcim o kadar güzel anlatmışsın ki,çok keyifle okudum.tamam kızma,pek keyif alınacak bir durum değil biliyorum:)

    YanıtlaSil
  19. Ülkü, korkma canımmm, her çocuk aynı olmaz ;)

    Sayın Hypo, tanıdık avukat arkadaşlarım var, hesaplaşırız :P
    bak oldu bile :)))

    Zeugmam, ben de bulamıyorum ne getirebilirim. Fikirlerimi gecenin üçünde bile beğenmiyor velet! :)))

    Cicibebe, aminnn :)

    Nazpekim canım :)))

    Yıldızım, kötüyü düşünme canım, Demir değişir belki büyüdükçe ;)

    Başak, yok kızmıyorum. ben yazarak durumdan keyif almaya çalışıyorum :))))

    YanıtlaSil
  20. Di mi bak unutuyorum arada bunu oh be :)))

    YanıtlaSil
  21. görsel olarak beyazlayan saçları koymuşsun ya cuk oturmuş :)) bunlar hep kanıt işte nasıl ağardı bu saçlar bilsinler :))))
    yalnız sibel gerçekten çok sabırlısın ben mesela hayatta peynir-ekmek vermem o saatten sonra, sabah kahvaltıda yersiniz der orada keserim muhabbeti :)))

    YanıtlaSil
  22. Ne sabır varmış Sibelcim sende maşallah. Tibet de işini biliyor. seninle ne kadar zaman geçirse kardır mantığıyla hareket ediyor annesi.

    YanıtlaSil
  23. Süper bir sabır ,tebrik ederim.Aynı olaylar bizde de var,ben bi süre sonra bağırıyorum o oluyor :(

    YanıtlaSil
  24. Ülkü ;)

    Nihancım, inan bana onu vermezsem daha çok kıyamet kopacak biliyorum ve benim onu kaldıracak enerjim bitmiş oluyor ekmek peynire gelene kadar :(

    Nilhan, biliyorum ondan yaptığını da... işte, bazen dayanması zor oluyor be arkadaşım :)

    Biz; bazen o da oluyor inan bana. her zaman aynı sabrı gösterecek enerjim olmuyor ne yazık ki ama bir şekilde tatlıya bağlıyorum, bağlıyoruz...

    YanıtlaSil
  25. Sibelim sana ve sabrına hayran kaldım ;) Ama Tibet'e de kıyılmaz ki, dimi annesi :))

    YanıtlaSil
  26. Annelik zor zenaat, size cennet bile az :D

    YanıtlaSil
  27. evet kesinlikle cocuk olmak istiyorum! Sizin evde bos oda var mi :)

    YanıtlaSil
  28. Çok hoş bir yazı olmuş.. Hepimiz bazen zıvanadan çıkıp, kendimizi kaybettiğimizde aynı tuhaf yaratığa dönüşmüyor muyuz zaten? :D

    YanıtlaSil
  29. Bu afacnlar da bu enerji olduğu sürece bizde daha çok sabırlara sabır eklenir. Baya hareketli bir gece olmuş , en son uyanmasına baya şaşırdım :)))
    gece uyanmasalar gündüz herşeye razıyım galiba :)
    iyi tatiller canım :)

    YanıtlaSil
  30. Hahahah Bugün duyduğum en güzel şeydi bu. Hala gülüyorum. Seni çok seviyorum Tibet. Hani nevi şahsına münhasır denir ya işte tam da o durum

    YanıtlaSil
  31. Bu kadar sabırlı anne istiyorum ben deeee!!!Yok yok kendim için değil,Deniz için :)
    özlem

    YanıtlaSil
  32. Sabrından azıcık bana yollasana. bide Şu tibeti benim yerime ıssır.

    YanıtlaSil
  33. Baharım, bu yazdığım sabrettiğim kısımdı, zıvanadan çıktığım kısmını yazmadım ;)

    Kutucum, bekleriz bebeem :)

    Gülçin, var var, gel :)))

    Selen, ben dönüşüyorum bol bol valla sizi bilmem :)

    İlknur, bizimkinin genelde gece bir kere uyanması vardır. nadiren sabaha kadar kesintisiz uyur...

    Umur, gülme komşuna gelir başına diycem ama Ada'ya güveniyorum :))))

    Özlem, öylesindir kesin :)

    Yasemin, yok be canım. inan çıldırıyorum :)

    YanıtlaSil
  34. ama böyle pamuk bir prensin annesi de pamuk kalplidir, güzel bir canavar olur, öpe öpe yer bitirir pamuğu :)

    YanıtlaSil