Yani başarısız olma ihtimalim yoktu çünkü öğretmenimiz eli sopalılardandı :)
Bilemedin mi yerdin eline cetveli...
Ama iş ortaokula gelince değişti. O zamanlar ilköğretim bugünkü gibi 8 yıl değil, 5 yıldı ve ilkokullar genelde ayrıydı, ortaöğretim ve liseler aynı okulda olurlardı o da hepsi değil.
Çemberlitaş Kız Lisesi'ne yazıldık, başladık yeni eğitime.
Notlar gelmeye başladı... Tarihti, edebiyattı neyse de, matematik ve bilimum rakamlı derslerin notları 10 üzerinden 0 ve 2!
Veli toplantısında matematik öğretmenimiz, nazik bir dille (çok tatlı bir adamdı) babama eğitimin sadece okulda verilmediğini, öğrencinin ilkokuldan ortaokula geçişte sorun yaşamasının normal olduğunu, bu aşamada anne ve babaya büyük görev düştüğünü, çocuğa notları düşük diye kızmak yerine, derslerinde ona yardımcı olmanın kendine güveninin yerine gelmesinde katkısı olacağını falan filan söylemiş.
Babam o günden sonra benim notlarımın düzelmesi için hergün ders çalışmıştı.
Valla şaka değil, okul kitaplarımdan kendine de alıp, işyerine götürüp, orada boş vaktinde çalışıp, akşam benim derslerime yardım ediyordu.
Ortaokulun ilk yılında asıl öğretmenim babam oldu anlayacağınız.
Sabırla anlattı bana, sabırla. Anlamadım, bir daha, anlamadıysam, bir daha...
Sesinin tonunu yükseltmeden... Anlamakta zorlanıyorsam, kendisinde aradı hatayı, yanlış bir yol mu izliyorum, yanlış mı anlatıyorum diye...
Ders notlarım düzelmeye başlayınca, bir yöntem geliştirdi. Şimdiki psikologlar beğenirler mi bilmiyorum ama bu yöntem bende çok işe yaramıştı.
Her nota bir fiyat biçmişti. Şimdi rakamı hatırlamıyorum ama bugüne uyarlaması sanırım şöyle olsa gerek:
0 : 100 YTL ben babama ödüyorum.
1 : 80 YTL ben babama ödüyorum
2 : 60 YTL ben babama ödüyorum
3 : 40 YTL ben babama ödüyorum
4 : 20 YTL ben babama ödüyorum
5 : kimse birbirine para ödemiyor
6 : 20 YTL babam bana ödüyor
7 : 40 YTL babam bana ödüyor
8 : 60 YTL babam bana ödüyor
9 : 80 YTL babam bana ödüyor
10 : 100 YTL babam bana ödüyor
Valla bence müthiş bir uygulamaydı. Notlarım en az 7 idi :D
Lise ikinci sınıfta ben staja başlayıp, ufaktan para kazanmaya başlayınca bu uygulamayı bıraktık. Madem para kazanmaya başladın artık kendi ayakların üzerinde durmalısın dedi, çok üzüldüğümü itiraf etmeliyim :)
Ve hatta itiraf ediyorum, özellikle fazla çalışmamış ve karnemde 4 tane 4 getirmiştim. Karnemi uzun uzun inceleyip, yerinden kalkmış ve "dört dörtlük kızım" demişti.
Çok utanmıştım.
Üstelik babam otoriter bir kişilik olmasının yanında, çocuğuyla çocuk olabilen bir adamdı, hala da öyledir. Akşamları dersler bittikten sonra, "hazır mısın?" derdi ve güreş yapardık, hoplamalar, zıplamalar, koşturmalar... Şimdi de torununun peşinde koşturup duruyor, bu sefer yorulduğunu itiraf ediyor tabii :P
Kendi sülalesinde büyüklerin yanında çocukları sevmek ayıpken, o, bunları hiç takmayıp, çocuk sevgisinin hiç birşeye engel olmayacağını göstermek ister gibi beni ve kardeşimi kucağında oturtur, saçlarımızı okşayıp, öperdi sık sık.
Babamın bütün bu uğraşları beni bir dahi yapmadı maalesef...
Ama babam sayesinde bir ebeveynin yeri geldiğinde çocuğu için gerekirse tekrar öğrenci olabileceğini öğrendim...
Gerekirse öğretmen olabileceğini...
Çocuğuna sevgini göstermenin yeri, zamanı olmadığını öğrendim...
Çocuğuna sabırlı davranman gerektiğini...
Çocuğunla ilişkinde sevginin her sorunu çözebileceğini öğrendim...
Ebeveynin yaşlandıkça bile, çocukları iş sahibi olsa da, evlenip barklansa da koruyucu kanatlarını onların üstünden hiç çekmediğini...
Bir babanın nasıl olması gerektiğini öğrendim...
Bugün babam bir yaş daha yaşlanıyor, bir yaş daha huysuzlaşıyor :)
Şimdi de bana nasıl dede olunur onu öğretiyor...
İyi ki varsın baba... Mutlu yıllar...
Yüreğine sağlık..İçten ve sevgi dolu bir yazı bu..
YanıtlaSilkeşke ben de babamın dede olduğunu görebilseydim, güzel yazmışsın kuşum...
YanıtlaSilcok duygulandim okurken. Allah babaniza uzun omur versin, basinizdan eksik etmesin.
YanıtlaSilNe mutlu sana boyle bir babaya sahip oldugun icin ve ne mutlu babana ki cabalari bosa gitmemis:)
YanıtlaSilteşekkür ederim hepinize :)
YanıtlaSilYapma bunu ...bugün gözyası dökmeyecegım işte...
YanıtlaSilTebessümle okudum yazını özellikle not ve karşılığı olayını:):)
psikologları bılemıyecegım ama ben bayıldım hahah:)Ve ne mutluki baban hayatta yanında torunu ile birlikde.Sıkı sarıl:)
Çook beğendim yazını müthiş...Nice yıllara birlikte:))Sizi görünce dedim ki (benim kızım 5 yaşında)nasıl bir mutluluktur, nasıl bir gururdur bebeğiyle beraber evladına sarılabilmek....Mutlu kalın hep...
YanıtlaSilSibo'cum dün vakit bulup yazamadım. Çok güzel yazmışsın, çok duygulandım. Babana nice yaşlara. Sen de Tibet'te çok şanslısınız diye düşünüyorum.
YanıtlaSilDuygulu ve sımsıcak bir yazı olmuş, okurken çok duygulandım ben :) Allah babanıza uzun ömürler versin, böyle bir babaya sahip olduğunuz için çok şanslısınız :)
YanıtlaSiltekrar teşekkür ederim arkadaşlar. yaşlandıkça huysuz bir adam olmasına rağmen kendimi çok şanslı hissediyorum emin olun :)
YanıtlaSildilerim daha çoookkk uzun yıllar bizimle olur.
sevgiler hepinize...