26 Mayıs 2009 Salı

Tibet'in halleri

Hafta sonu Noga'yı bizim evimizde ağırladık.
Kendisi Fransa'dan bir aylığına geldi ve önümüzdeki hafta gidiyor artık.
Son son ne kadar görürsek kardır dedik, bizde toplanmaya karar verdik.

Benim küçük adamım, çevresinde arkadaşları olduğunda çok mutlu oluyor olmasına da; uyku düzeni bozulduğu için midir nedir, böyle günlerin sonunda ele avuca sığmayan, huysuz mu huysuz bir adam oluyor çıkıyor! Ne zaptetmek mümkün, ne laf dinletmek...
Güzel başlayan günüm, büyük bir iç sıkıntısıyla sona erdi maalesef :(

O günü sıkıntıyla bitiren oğlum, ertesi günü pamuk gibiydi.
Eh doğal olarak benim de günüm çok ferah geçti :)

Babanemiz uzun Yalova yolculuğundan döndüğü için kendisini ziyarete gittik.
Normalde fazla görmediği için yabani davrandığı babanesine bu sefer çok sıcak davrandı, onunla oyunlar oynadı, sarıldı. Kayınvalidemi çok mutlu etti :)

Balkonda mangal yaptık. Çok keyifli oldu.

Tibet bu aralar kendisi yemek istiyor. Biz yedirmeye kalkarsak yemeyi reddediyor. Biz de bırakıyoruz kendi haline. Biraz da özellikle bırakıyoruz ki, sağ elini kullansın, normalde umursamayacağımız birşey ama yemek yerken sol elini kullanmıyor, bu da bizi sevindiriyor :)

Bu aralar salataya dadandı. Yemekten çok salata yiyor. O salataya saldırıyor, ben diğer yemekleri yedirmeye çalışıyorum. İlk başta farketmiyor yaptığımı, farkedince "giiittt" diye bağırıyor. Bu aralar ağzımızdaki kelimelerden biri de bu! Kendisinden bol bol "giiitt" nidası duyuyoruz.

Bir de anlaşılmaz bazı kelimeler var ağzında.
Bunlardan biri "dûk".
u ve ü arası bir söylemi var, tam yazamıyorum burada.
Bir diğeri "duppa", öteki de "gogkuş"!

Hiç birinin anlamını bilmiyorum :)

Sonra el sallayıp, gitmeleri var. Bir bakıyorsunuz el sallıyor, "attaa" deyip, doğru kapıya.
İşin kötüsü açabiliyor artık kapıyı, kitlemek zorunda kalıyoruz :P

Neyse, bizi kayınvalidemden annemle babam almaya geldiler. Tibet dedesinin geldiğini görünce başladı "Dedeee, haaannn, haaannn, düüüütt" demeye :)

Son zamanlardaki direksiyon, araba merakından bahsetmiştim. Babamın arabası olduğunun farkında, dedesi onun için araba demek :)

Önden dedesiyle indiler aşağıya, güya araba kullanacak. Bir süre sonra babam seslendi, oğlun sana sesleniyor baksana diye. Balkondan "efendim oğlum" dedim, arabanın camından çıkardı kafasını; "Annee, hadiii!" deyip, bir yandan el işaretiyle gel yapıyor!
Bizi eve kendisinin götürebileceğini zannediyor korkarım :D



Oğlumu F1 pilotu mu olacak nedir?

Valla çok sevinirim :P

Not: Bu arada Jenson Button'un bu seneki başarılarına çok sevinmekteyim. Kendisi Honda'dan Mercedes'e geçerek, aslında başarılı bir pilot olduğunu kanıtladı bu sayede.
Hoş, ben biliyordum zaten :P

8 yorum:

  1. senin gibi anne zor bulunur valla. formulaci anne vay beee... ama ufaklik cok acik goz, bu hızla giderse(vınnnnnnn) senden once yaptiracak dovmeleri. acele etmen gerek :p

    YanıtlaSil
  2. canım ya oda benım gıbı rejım mı yapıyorda salata yıyor.cok sevımlı masallah.

    YanıtlaSil
  3. Bestecim, araya dövmeyi sokuşturdun ya helal olsun :D

    Dolunaycım, göbeğini düşününce, rejim yapıyor olma ihtimali mantıklı aslında :P

    YanıtlaSil
  4. yerım o göbişi. ınşallah boyle beyaz pamuk gıbı oglum olur.

    YanıtlaSil
  5. inşallah Dolunaycım. Allah isteyen herkese evlat nasip etsin, anneliği yaşatsın. Müthiş bir duygu!

    YanıtlaSil
  6. allahım ya cok super bir çocuk. Tam yemelik zamanı. Neden olmasın ilerde F1 pilotu olur belki bizde gider izleriz bu yazılarda ona benim küçüklükten belliymiş olacağım annem o zamandan anlamış deme sansı verir :))

    YanıtlaSil
  7. İremim, inşallah yaaa.
    Çok isterim F1 pilotu olsun :)

    YanıtlaSil
  8. F1 pilotumu? valla yakısır tipine:)

    YanıtlaSil