Gecen hafta en iyi arkadasim, oglumun manevi teyzesi Aylin'le bulustum. Telefonla gorusuyor olsakta, cok sik bir araya gelemiyoruz. Bu yuzden sohbet baya uzun oluyor ve cok dogal olarak Pamuk Prensimizden de konu aciliyor...
Aylin'e Tibet'ten bahsederken "Bu gune kadar bosa yasamisim, bunu Tibet dogduktan sonra anladim" dedim...
Bu blogu en cok Tibet'e hatira olsun diye actim. Madem oyle, sadece onun hikayelerine degil, benim, babasinin onunla ilgili duygularimiza da yer vermeliyim. Hatta onun bize katildigi gunden itibaren hissettiklerimi, hissettiklerimizi.
Nasil baslayacagimi bilemiyorum...
Tibet'ten haberdar oldugumuz ilk gun...
Iki hafta bekleyisten sonra evde gebelik testi yaptim, sabah ise gitmeden once. Pozitif! :)
ama guvenmemek lazim, bir de kan testi. Sevgilime haber vermeliyim.
- Uyan! Galiba hamileyim!!!
Sevinc. Mutluluk. Heyecan.
- Ise gidince bir kan testi yaptiracagim, seni haberdar ederim.
Oglen olmak bilmedi. Sibel ve Beste'yle ise en yakin tip merkezine gidiyoruz.
Kani verdim, aksama gelin dediler. Bugun bitmeyecek!
Aksam Nuriye yanimda. Testi almaya giderken heyecanimi yatistirmaya calisiyor.
Oyle korkuyorum ki! Ya benim yaptigim test yanlissa... Yol uzuyor.
Geldik, testi istedim. Verdiler. Acarken cok heyecanliyim. POZITIF!
Allah'im sana sukurler olsun! Nuriye'yle sarmas dolas... Hemen sevgilimi aramaliyim.
- Sevgilim, baba oluyorsun!
Sesindeki sevinci hic unutmadim, heyecanli gulusunu :)
Ben ne haldeyim bilmiyorum. Galiba ayaklarim yere basmiyor!
Allah'im sana sukurler olsun!!!
Gozlerim doldu yaaa:( o gunu tekrar yasar gibi oldum ben de. Tekrar hosgeldin Tibet:))
YanıtlaSil