Kardeşim küçükken ele avuca sığmaz bir çocuktu.
O zamanlar Kadırga'da otururduk.
Kendisi sanki kız değil erkek gibiydi. Sokağın bütün gürültüsünden o sorumluydu. Sokakta bir sessizlik varsa bilinki o ya evdeydi ya da saklambaç oynuyorlar ve o da Küçük Ayasofya'ya, Sultanahmet'e falan gitmişti saklanmaya. Futbol oynamalar, güreş tutmalar, böyle çivili bir oyun vardı erkeklerin oynadığı, ondan oynamalar.
Bu kadar hareketliliğin sonucunda bir sürü de kaza geçirirdi doğal olarak. Eve çoğunlukla bir yeri kanayarak gelirdi. Burnu, kolu, bacağı, vs... Bir de üstüne bunlar yetmezmiş gibi ilkokul 3. sınıftaydı galiba damarlarından birinin büyümediği saptandı. 3 ay sadece yüzü, kulakları ve kolları açıkta, beline kadar alçıda kaldı. 3 ayda boyunluk taktı.
Bizim oğlanda bu aralar ele avuca sığmıyor, enerji dolu. Adam ne yapsa boşaltamıyor o enerjiyi, bitmek bilmiyor. İşin kötü olan tarafı, kendine atlamalı, hoplamalı oyunlar yaratması ve önüne bakmadan koşması. Sürekli çevresinde olmamıza rağmen, dün düştü ve dudağını patlattı. İlk başta anlamadık yüzünü yere vurduğunu, korktuğundan ağlıyor sandık. Hatta ben ilk kucağıma alırken hiç farketmedim, babası çok ağlamasından şüphelenip bakınca gördük kanı.
Onun yüzündeki kanı görünce, benim kanım çekildi sanki...
O ağladıkça benim canım yandı...
O şimdi bir koca üst dudak :(
Anneme, kardeşimi böyle görmeye nasıl dayandığını sordum. Adaklar adamış, tuzlar basmış ekmeğe (ayrıntı soramadım bununla ilgili), bir sürü şey yapmış. Ağlamış, dua etmiş...
Anne olunca galiba kendi acılarına dayanma oranın artıyor ama aynı oranda çocuğunun acılarına dayanma oranında düşüyor...
Allah annelere sabır ve dayanıklılık, çocuklara da dikkat ve sakinlik versin :)
bir yerde okumuştum :"Annelik, kalbinin dışarıda atmasına dayanmaktır" diye bir laf. Çok doğru...
YanıtlaSilAllah ve melekleri onları hep kollasın inşallah.
Bize de teselli eski bir atasözü: Çocuk düşe kalka büyür :))
(mümkünse düşmesinler Allahım :-)
...Bu arada benim kardeşim de seninki gibiydi. Şimdi hatırladım da... Koltuktan koltuğa hoplarken bacak sinirlerinde bi' arıza olmuştu da kaç zaman ayağa kalkamamıştı :)
YanıtlaSilTibetcim'e de geçmiş olsun demeyi unutmuşum.
Beste'den beklemezdim, çok uslu bir imajı var halbuki :)
YanıtlaSilAllah korusun hepsini ama dediğin gibi mümkünse düşmesinler Allah'ım n'olur!
Geçmiş olsun dileklerin için teşekkür ederiz.
Canim Tibos gecmis olsun sana... Sana da annesi... Cocuk duse kalka buyur de ailesi etrafında pervane olur :)
YanıtlaSilTeşekkürler Bestecim :)
YanıtlaSilGECMIS OLSUN:(
YanıtlaSilMerhaba attığın yorumlardan seninde Kadırgalı olduğunu anladım evet evim dönüş sokakta cafemde yerebatan sarnıcının caddesinde basın dispanseri köşesi belki gelmişsindir gelmediysende beklerim birgün.Oğluşada çok geçmiş olsun düşe kalka büyüyorlar ne yaparsın.Sevgiler
YanıtlaSiloyyy kıyamam çok geçmiş olsun....
YanıtlaSilbu benim yeni bloğum, diğerini sildim ziyaret etmeni isterim..
Sevgiler..
http://uvakimono.blogspot.com/
ooy kıyamam çok geçmiş olsun..
YanıtlaSilsiz de bir prens bizdede prenses var ve inan kaç kere düştü kaç kere o dudak kanlar için de kaldı bilmiyorum tam bi deli benm kızım ve benimkide önüne bakmadan koşuyor
allah korusun çocuklarımızı başlarına gelen en büyük kaza bu olsun :)
tbet i ve sizi izlemeye devam edicez
sevgiler
nehir ve meltem :)